ÖZET
Amaç:
Nöropatik veya myopatik hastalıklar sonucu meydana gelen omurga eğrilikleri nöromusküler skolyoz olarak sınıflanmaktadır. Nöromusküler skolyoz pelvik çarpıklık, geniş eğrilikler, omurgada çökme, sagittal ve koronal vücut dengesizliği ile karakterizedir. Cerrahi tedavinin amacı omurganın stabilitesini ve dengesini sağlayarak hastanın fonksiyonel kapasitesini arttırmaktır. Çalışmamızda nöromusküler omurga eğriliklerinde posterior enstrümentasyon sonuçlarını değerlendirdik.
Hastalar ve Yöntem:
Nöromusküler skolyoz nedeniyle tedavi edilen 32 (12 kadın, 20 erkek) hastanın klinik ve radyolojik verileri değerlendirildi. Hastaların nöromuskuler skolyoza sebep olan tanıları Duchenne muskuler distrofi (5),miyopati (8), spinalmuskuler atrofi (4), meningomiyelosel (5), Freidreich ataksisi (1), nörofibromatozis (1), fasyoskapulohumeral distrofi(2) ve poliomiyelit (6) idi. Radyolojik değerlendirmeler ayakta veya otururken çekilen arka-ön (PA) ve yan ortoröntgenografilerini içermektedir. Eğriliklerin ölçülmesinde Cobb yöntemi kullanıldı. Yan grafide global kifoz ve lordoz ölçümleri yapıldı. Global koronal denge ölçümü için PA ortoröntgende C7'den yere dik çizilen dikmenin sakral hattan uzaklığı değerlendirildi (CSVL). Pelvik çarpıklık ölçümü için iliak kanat üst çıkıntılarını birleştiren doğru ile yer arasında oluşan açı kullanıldı.
Sonuçlar:
Hastaların ortalama yaşları 16 (5- 27) yıl ve ortalama takip süreleri ise 60 (12-194) ay şeklinde idi. 13 hasta nonambulatuvar iken, 19 hasta ambulatuvar olarak değerlendirildi. 32 hastanın 15'inde sakroiliak fiksasyon uygulanmış, 17'sinde fiksasyon lomber seviyede sonlandırılmıştır. Hastalara uygulanan cerrahi tedavi sonrasında ortalama Cobb açısı 66˚ (15˚-124˚)'den 28,5˚ (0˚-60˚)'ye gerilemiştir. Kifoz açısı ortalama 40˚ ((-35˚)- 92˚)'den 31˚ (5˚-50˚)'ye değişmiştir. Lordoz açısı -36˚ ((-90˚)-90˚)'den -32˚ ((-70˚)-40˚)'ye değişmiştir. Pelvik çarpıklık 18˚ (5˚-50˚)'den 8,3˚ (0˚-18˚)'ye gerilemiştir. Koronal vücut dengesizliği 4,16 (1-10) cm'den 1,9 (1-5) cm'ye gerilemiştir. Nonambulatuvar hastalarda ameliyat öncesi pelvik çarpıklık ambulatuvar hastalara göre belirgin olarak daha yüksektir (p<0,001). Ambulatuvar veya nonambulatuvar hastalarda cerrahi ile başarılı sonuçlar alınmıştır.
Tartışma:
Nonambulatuvar hastalarda rezidüel pelvik çarpıklığa rağmen oturma dengesi ve vücut dengesi pedikül vidası ve lumbopelvik fiksasyon ile sağlanabilir. Ambulatuvar hastalarda ise lomber bölgede durulan fiksasyon yeterli olmuş ve başarılı sonuçlar alınmıştır. Cerrahi tedavinin başarısı ve hasta yaşam kalitesinin arttırılması için cerrahi tedavi erken dönemde planlanmalıdır.